Blogumuzda
(Sadece Kuran Yeterli Değil Mi?, Allah; Tevsir,
Hadis, İlmihal Gibi Kaynaklar Olmadan Anlayamayacağımız Bir Rehber Mi Yolladı?)
Kuran’ın her şeyi açıkladığını, gerekli her türlü detayı verdiğini
görüyoruz. Sanki Kuran’ın açıklamaları yetersizmiş, Kuran din adına her konuyu
kapsamazmış gibi Kuran’da yer almayan birçok hükmün Kuran dışı kaynaklarca
dinselleştirildiğini ve dinde en büyük tahribatın böyle yapıldığını gördük. Bu
bölümünde 20 tane örnek soruyu inceleyerek Kuran’da geçmeyen bir konuda soru sorulursa,
bu sorunun cevabının nasıl verileceğini göstermeye çalışacağız.
Şu noktaya dikkatinizi çekmek istiyoruz. Her dini yasak kötüdür, yapılmaması
gerekir. Fakat her kötü gördüğümüz şey dinen yasak değildir. Hırsızlık yapmak,
Allah’a karşı nankörlük Kuran’da yasaklanmıştır; bu yüzden bunlar kötüdür ve
bunları yapmamamız gerekir. Sigara içmenin, saçları mora boyatmanın da isabetli
davranışlar olmadığı kanaatindeyiz. Fakat “Bunlar dinen sakıncalıdır, haramdır,
mekruhtur” diyemeyiz. Beğenmediğimiz bu davranışları dini etiketle çirkin göstermeye
çalışmamalıyız. Kendi öngörümüz isabetli bile olsa, kendi öngörümüzle vardığımız
kanaatleri dinselleştiremeyiz. Bu fiilleri kötü, yapılmaması gereken fiiller
olarak görebiliriz. Fakat bunları din adına yasaklamaya kalkarsak büyük bir
hata yapmış oluruz. Her haram, her günah bize mesuliyet yükler ve ahirette
hesap vermemizi gerektirir. Örneğin nankör kişi, hırsız kişi ahirette bu davranışlarından
dolayı hesap vereceklerdir. Fakat sigara içmenin veya saçları mora boyatmanın dinen
sakıncalı olduğunu ve ahirette cezası olduğunu iddia edemeyiz. Allah, rahmeti
sebebiyle haramları, yasakları sınırlı tutmuştur. Yapılmaması iyi olacak birçok
şeyi de haramlaştırmamış, yasaklamamıştır. Geleneksel-mezhepçi yaklaşımı
benimseyenler ise Allah’ın rahmetinin bir sonucu olan bu uygulamayı anlamamış,
dinimiz eksikmiş gibi Allah’ın dinine ilaveler yapmışlardır. Bu arada şunu da bilmeliyiz ki örnek verdiğimiz saçı mora
boyatmayı ve sigara içmeyi dini etiketle kötü göstermek ne kadar hatalıysa, aynı
şekilde “Dinde saçı mora boyatmak var” veya “Dinde sigara içmek var” gibi ters
bir mantıkla dinin yasaklamadıklarını, dinin tavsiye ettikleri gibi göstermek de
çok büyük ve çok tekrarlanan bir hatadır.
‘’Ey
iman edenler! Size açıklandığında hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran
indirildiği zaman sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetmiştir. Allah bağışlayıcıdır,
yumuşak davranandır.’’ (5-Maide Suresi 101)
Ayette
görüldüğü gibi Kuran’da açıklanmayan her şey Allah’ın affettikleri kapsamındadır,
her ne olursa olsun... Birçok davranışın dinen serbest olması sırf dinin bu
davranış hakkında izah getirmemesindendir. Ayetin başından anlayacağımız gibi
Allah birçok sorunun cevabını verseydi, Allah’ın o konudaki tavrı yasaklayıcı
olabilirdi. Fakat Allah, eğer açıklama yapsaydı ilave
hüküm getirebileceği bir konuda, açıklama yapmamasını, bizim o konudaki serbestiyetimiz
için yeterli görmektedir. Bu yüzden Allah ayette “Allah onları affetmiştir”
demektedir. Nihayet ayetin sonundan Allah’ın bu tavrının Allah’ın kullarına karşı
bağışlayıcılığının ve yumuşak davranmasının sonucu olduğunu anlıyoruz. Bu yüzden
defalarca tekrarlayarak diyoruz ki; her ne olursa olsun, her ne olursa olsun,
her ne olursa olsun eğer Kuran’daki bir izahla
temellendirilemiyorsa bu helal, haram, sünnet, farz, mekruh veya her ne olduğu
iddia ediliyorsa bu şey din dışındadır, dini alanla hiçbir ilgisi yoktur. Kimse
Allah’ın rahmetini sınırlamaya, Allah’ın Kuran’da kolay olduğunu söylediği dini zorlaştırmaya kalkmasın.
Kimse kendi kafasındaki doğruların, bin yılı aşkın bir zaman diliminde, apayrı
kültür ve çevrelerde yaşayan tüm insanlar için de doğru olduğunu iddia etmesin.
Dine yapılan bu ilaveler ve yasaklar dini detaylara boğmuş, kişileri dinin özünden
uzaklaştırmıştır. Namazda ayakların arasının kaç parmak olacağını, hangi
ayakla hangi işe başlanacağını, sakalın boyunu ayarlamaya çalışanlar;
teferruatla uğraşmaktan, Allah’ın asıl istediklerine yeterli dikkati yöneltememişlerdir.
Şimdi 20 örneğimizi inceleyelim ve Kuran’da yer almayan konulardaki sorulara nasıl
cevap verilebileceğini görelim:
20
Örnek Soru ve Cevapları
1.
Soru: Kurban bayramında kurban kesmek gerekir mi? Bu ibadet vacip midir?
Cevap: Kuran’da
kurban bayramı diye bir bayramdan da, böyle bir bayramda kurban kesmekten de
bahsedilmez. Kuran’da geçmeyen bir uygulama ne farz, ne vacip, ne de sünnet
diye dinselleştirilebilir. Bu bayram Müslümanlar’ı kaynaştıran yapısıyla Kuran’ın
koyduğu hedeflere hizmet etmektedir. Bu yüzden bu bayramlara sahip çıkılıp, bu
geleneğin yaşatılması gerektiği kanaatindeyiz. Ama bunun, Kuran’ın/dinin
evrensel bir hükmü olmadığını da bilmeliyiz.
2.
Soru: Kravat takmanın hükmü nedir? Hıristiyanlar’a benzemek olduğu için günah
olur mu?
Cevap:
Kuran’da
ne erkeğe, ne kadına üniforma gibi bir kıyafet tarif edilmez. Demek ki kravat
da, şapka da giyilir. Kuran’da Hıristiyanlar’a benzemek başlığıyla bir yasaklar
listesi geçmez. Hıristiyanlar gibi yılbaşı kutlayan, hindi kesen, kravat takan,
anneler günü kutlayanın bunları yapmasında dini hiçbir engel yoktur. Bunları
yapmanın kendi geleneklerimiz ya da strateji açısından doğru veya yanlış olduğu
ayrı konudur. Bunları uygulayanlar elbette “özenti” olmakla veya başka şekillerde
eleştirilebilirler, onlar da kendilerince uygun cevabı verirler; fakat bunlar
yapılırken, dine atıfla karşı tarafı “haram” işleyen veya “kafir” ilan etmenin
Kurani bir dayanağı yoktur. Her fikrimizi dinsel kılıfa sokup başkalarını din-dışı
gösterme hastalığından kurtulmamız önemli bir zarurettir. Hıristiyanlar gibi
giyinmenin günah olduğunu söyleyenler, olmayan bir günahı uydururken kendileri,
bazı Hıristiyanlar gibi; evliyalarını, din adamlarını aşırı bir şekilde yüceltmekte,
böylelikle Hıristiyanlar’a benzemememiz gereken, Kuran’ın bizi uyardığı asıl
konuda onlara benzemektedirler.
3.
Soru: Gebe suyu ile abdest alınır mı?
Cevap:
Kuran
abdest almak için yıkanmaktan bahseder. Yıkanmak ise normal su ile olur. Böyle
mantıksız sorular soranlara ilgili abdest ayetini söylemek yeterlidir. Gerisini
kendileri anlasınlar. Bazı insanlar anlamak yerine anlamamaya çalışmaktadırlar.
Allah abdesti anlatmış, eğer su yoksa toprakla teyemmüm gibi bir detayı da
vermiştir. Ne yazık ki örneğini verdiğimiz bu soru, sözde ciddi din kitaplarının
açıklamaya çalıştığı bir sorudur.
4.
Soru: Kuran’a göre meclis, başbakan ve cumhurbaşkanından oluşan bir sistem
olabilir mi?
Cevap:
Kuran
yönetim konusunda uzun detaylar vermez. Böylece kişilere zaman, şartlar, nüfus
yoğunluğu ve diğer etkenlere uygun bir idare oluşturma şansı verilir. Kuran emanetin
ehline verilmesi gibi, yönetimde danışılması gibi genel prensipler verir.
Meclisli, başbakanlı, cumhurbaşkanlı sistem de, yarı başkanlık sistemi de, tam
başkanlık sistemi de, daha başka
sistemler
de olabilir… Kuran yönetimle ilgili genel prensipler vermiş, her dönem ve şartta
geçerli bir yönetim sistemi emretmemiş ve önermemiştir. Sonuçta bu konuda karar
insanların tercihlerine kalmıştır. Fakat Müslümanlar açısından bu durumda farklı
sistemleri benimseme olanağı olsa da Kuran’ın ortaya koyduğu “adalet” gibi
ilkeleri sistem ne olursa olsun gözetmek dini bir zarurettir.
5. Soru: Namazda
ellerim nasıl durmalı?
Cevap:
Kuran’da
namazda eller şöyle dursun diye bir izah yoktur. Yani ister eller göbeğin üstünde
bağlanır, ister yana sarkıtılır, ister havaya kaldırılır.
6.
Soru: Küçük tuvaleti oturarak yapmak dinen daha mı makbul?
Cevap:
Kuran,
tuvaleti nasıl yapmamız gerektiğini söylemez. Dileyen oturarak tuvaletini
yapar. Dileyen ayakta yapar.
7.
Soru: İpek gömlek giyilebilir mi?
Cevap:
Kuran’da
erkeğin de, kadının da ipek gömlek giymesine engel hiçbir izah yoktur. İsteyen
ipek gömlek de giyebilir, ipek pantolon da, ipek çorap da...
8.
Soru: Kadınlar makyaj yapabilir mi?
Cevap:
Kuran’da
kadının makyaj yapmasıyla ilgili hiçbir izah yoktur. Dileyen herkes makyaj
yapabilir.
9.
Soru: Sünnet olmak dini bir zorunluluk mudur?
Cevap:
Kuran’da
sünnet olmak diye bir şey geçmez. Tevrat’ta sünnet olmak geçer. Allah dileseydi
Kuran’da da sünnet olmamızı belirtir, bizim dinimizin de bir mecburiyeti
yapabilirdi. Yani isteyen sünnet olur, isteyen olmaz. Dinimizde ne sünnet olun
diye bir izah vardır, ne de olmayın diye. Geleneksel İslam’ın adetleri dinselleştirmesi
ile sünnet dinselleşmiştir. Gerçi uydurmalarla dolu hadislerin içinde kadınların
da sünnet olmasının gerekliliği vardır ama bu izah halka pek açıklanmamaktadır.
Sünnet adeti öyle bir dinselleşmiştir ki, neredeyse bazılarınca, Allah’ın varlığına
imandan sonra dinin ikinci şartı gibi algılanmıştır. Sağlığa yararlı olduğuna
kanaat getiren sünnet olur, istemeyen olmaz. Sünnet dinimizin ne bir hükmüdür, ne
de alameti farikasıdır.
10.
Soru: Dövme yapılabilir mi?
Cevap:
Kuran’da
dövme ile ilgili hiçbir izah geçmez. Eğer birisi dövmenin altına su geçmez, o
zaman da boy abdesti olmaz izahını yaparsa, şunu bilmelidir ki dövme derinin üstünü
kaplamaz, içine işler. Ayrıca Kuran’da gusül abdesti diye bahsedilen genel bir
yıkanmadır. Kuran’da “Toplu iğne başı kadar kuru yer kalmayacak” şeklinde bir
izah yoktur. O zaman minnacık bir tükenmez kalem çiziği olanın da gusül abdesti
kabul olmaz. Kısacası Kuran’ın hiçbir izahından dövme yapmanın haram olduğu çıkmaz.
Boy abdestine dinde olmayan detaylar ilave eden zihniyet dövmeyi de haramlaştırmıştır.
11.
Soru: Hangi elle yemek yiyelim?
Cevap:
Kuran
insanların hangi elle yemelerinin gerektiğini, hangisinin sevap olduğunu
anlatmaz. Dileyen dilediği eliyle yemeğini yer.
12.
Soru: Kadın erkek el sıkışabilir mi?
Cevap:
Kuran’da
kadınla erkeğin el sıkışmaması gerektiğine dair hiçbir izah yoktur. Demek ki
kadınla erkek el sıkışabilirler.
13.
Soru: Mastürbasyon yapılabilir mi?
Cevap:
Kuran’da
cinsellikle ilgili haramlar açıklanmıştır. Örneğin zina, homoseksüellik,
lezbiyenlik haramdır. Mastürbasyon hakkında Kuran’da bir yasak geçmez. Demek ki
dileyen erkekler de, kadınlar da mastürbasyon yapabilir. (Dini internet
sitelerine yollanan sorulardan, bu konunun en çok merak edilen konulardan biri
olduğunu anlıyoruz.)
14.
Soru: Doğum kontrolü yapmanın dinen bir sakıncası var mı?
Cevap:
Kuran’da
“Doğum kontrolü yapmayın” diye de, “Aileniz çok kalabalık olsun” diye de bir
izah geçmez. Dileyen çok çocuk yapmaya çalışır, dileyen hiç çocuk yapmamak için
önlemini alabilir.
15.
Soru: Ölünün arkasından Kuran
okunabilir mi?
Cevap:
Kuran
her zaman okunabilir. Ölümlerden sonra da, doğumda da, herhangi bir toplantıda
da Kuran okunabilir. Fakat ölünün arkasından 1, 7, 40, 52. geceler gibi; gözetilmesi
zaruri farz olan geceler yoktur. Bu gecelerde Kuran okumak veya okutmak farz değildir.
Fakat bu, Kuran okunamayacağı manasına gelmez. Ölünün anıldığı gecede Kuran
okumak veya okutmak elbette ki güzel bir anmadır. Kuran’ın okunmasının iyi
olmayacağı bir ortam olabilir mi? Yeter ki Kuran sırf Allah rızası için
okunsun. Kuran’da olmayan merasimler farz gibi takdim edilmesin.
16.
Soru: Kusmak orucu bozar mı?
Cevap:
Kuran’da
orucun üç şeyden oluştuğunu görüyoruz; yememe, içmeme ve cinsel ilişkiye
girmeme. Bu üçünü belli bir zaman diliminde yapmamakla oruç ibadeti gerçekleşir.
Kuran’da “kusmama” diye dördüncü bir şart belirtilmediğine göre, kusmanın oruçla
hiçbir alakası yoktur.
17.
Soru: Erkekler sarı veya kırmızı renklerde elbise giyebilirler mi? Altın
takabilirler mi?
Cevap:
Kuran’da
erkeklerin giyimdeki renk tercihlerinin ne olması gerektiği veya takılarının
nasıl olması gerektiği hususunda bir açıklama getirilmemiştir. Bu
hususlar kişilerin şahsi tercihlerine bırakılmıştır.
18.
Soru: Orucu hangi yiyecekle açmak daha sevaptır?
Cevap:
Kuran’da
orucu açmanın makbul olduğu yiyecek diye bir şeyden bahsedilmez. Demek ki orucu
açma noktasında helal her yiyecek eşittir.
19.
Soru: Kadın kocasından habersiz kaç kilometre uzağa gidebilir?
Cevap:
Kuran
bu konuda hiçbir izah, dini bir kısıtlama getirmez. Demek ki evli çiftler bu
tarzdaki iç sorunlarını kendi içlerinde çözeceklerdir. Fakat bu sorunlarını çözerken
kendi görüşlerini, Kuran’da olmayan uydurma izahlarla din adına
temellendirmemelidirler.
20.
Soru: Dinimizde kandil geceleri var mı?
Cevap:
Kuran’da
“kutsal kandil geceleri” diye bir kavram geçmez. Kuran’da sadece Kadir
gecesinin faziletine dikkat çekilir. Bunun dışında Kuran’da ne özel bir geceden
bahsedilir, ne de bu özel gecelere has özel ibadetlerden. İsteyen Peygamberimiz’in
doğum günü diye veya herhangi bir zafer günü diye bir günü elbette ki
kutlayabilir. Bu kutlamalarda namaz kılınması, Kuran okunması da çok güzeldir.
Fakat bu gecelerde falanca ibadeti yapanın tüm günahlarının af olacağı gibi
uydurmalar tehlikelidir, çeşitli istismarlara yol açabilir.
Kaynak: Kuran Araştırma Grubu, Uydurulan Din ve Kurandaki Din, İstanbul Yayınevi, 2011, s.446-453
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder