2 Ağustos 2017 Çarşamba

Allah (c.c.) 1 Erkeğin Şahitliğini 2 Kadının Şahitliğine Mi Eş Tuttu?

Kuran’la ilgili mezhepçi anlayış tarafından çarpıtılmış konulardan bir tanesi de kadınların şahitliğidir. 

Kuran, kadın ile erkeğin şahitliğini bir tutar, hiçbir yerde “bir erkeğin şahitliği iki kadına eşittir” diye geçmez. Örneğin zinanın tespitinde 4 şahit gerekir ve Kuran’da bu şahitler 4 kadın veya 2 erkek, 4 erkek veya 8 kadın gibi ifadeler kullanılmadan 4 şahit diye belirtilir. Yani herhangi 4 şahit işlevi görür, kadın erkek ayrımı yapılmaz.

Kadınla kocasının şahitliklerinin birbirleriyle çeliştiği, kadınlara zina isnadıyla ilgili durumda da; kocanın şahitliği karısınınkine eşittir, hatta iki şahitliğin çeliştiği bu durumda kadın, kendi şahitliğine uygun olarak masum kabul edilir.

24-Nur Suresi 6-9:

6- Eşlerini suçlayıp kendilerinden başka tanıkları olmayan erkeklerden birinin tanıklığı, doğru konuştuğuna dair dört kez Allah'a yemin etmesiyle geçerli olabilir.

7- Beşinci yeminde de, yalancı olduğu taktirde Allah'ın lanetinin kendisi üzerine olmasını diler.

8- Dört kez Allah'a yemin ederek kocasının yalan söylediğine tanıklıkta bulunduğu taktirde kadın cezayı savar.

9- Beşinci yeminde de, kocasının doğru olması halinde kendisinin Allah'ın gazabına uğramasını diler.

*4 kez yemin ederek eşini suçlayan erkeğe karşılık olarak kadın kendinden başka şahitlere ihtiyaç duymadan tek başına 4 kez ettiği yemin ile eşinin suçlamasını üzerinden savabiliyor. Eğer 2 kadının şahitliği 1 erkeğe eşit olsaydı bunu yapamazdı.

İstisnai, yanlış anlaşılan (veya istismar edilen) ayet ise Bakara suresi 282. ayette, vadeli borçlanmalarla ilgili konuda geçer.

‘’Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabbinden korksun da borcundan hiçbir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf-çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu kadınlardan biri şaşırırsa/unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret sözkonusu ise onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Karşılıklı alış-veriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir.’’ (2-Bakara Suresi 282) Çeviri: Yaşar Nuri Öztürk

Kuran Araştırma Grubu’nun Yorumu:

Bu ayette, “borçların yazılması ve yazıcı ile şahitlerin bu görevden kaçmamaları” söylenir. Ayrıca ayetin sonunda “yazıcıya ve şahitlere zarar verilmemesi gerektiği” geçer. Görüldüğü gibi maddi menfaatlerin söz konusu olduğu bu konuda, şahitlik insanların kaçındığı, yapmak istemedikleri bir sorumluluktur. Allah ise bu kaçınılan görevi erkeklere yükleyip, “iki erkek şahit bulunmasını” ister. Dikkat edin ayette, “iki erkek veya dört kadın şahit bulun” ifadesi geçmez, doğrudan “iki erkek şahit bulunması” istenir. Böylece ticaretle daha az uğraşan ve baskılara karşı daha hassas olan kadın, bu kaçınılan vazifeden korunur. Eğer iki erkek bulunamaz ve bir erkek bulunursa, o zaman “bir erkek ve iki kadın bulunması” gerekir. Böylece hem şahit sorunu çözülür, hem olumsuz bir durumun ortaya çıkışı ihtimalinde bir erkekle bir kadının karşı karşıya kalması önlenip kadın korunur. Ortaya borcun miktarı konusunda bir yanlış anlama çıktığını düşünelim. İki şahidin farklı şahitliği durumunda kadın, erkekle karşı karşıya kalacak ve iki taraftan birinin yalancı olduğunun kesin olduğu bir ortamda, yoğun stres ve baskı altında kalacaktır. Oysa bir erkek ve iki kadın şahitle, şahit sayısı üçe çıkınca mesuliyet dağılacağı için şahitlikteki stres azalacak ve baskı yapmak isteyen art niyetli kimselerin bu sefer iki kişiden birini değil, üç kişiden ikisini kandırmaları gerektiği için işleri zorlaşacaktır. Kadınların baskılardan korunmasını sağlayan bu uygulamanın hikmetlerini idrak edemeyenler; kadını baskılardan koruyup, kaçınıldığı belirtilen bir mesuliyeti erkeğe yükleyen bu ayeti anlamayarak, “bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliğine eşittir” diyerek, Kuran’ı çarpıtmışlar ve evvelki uydurma izahlarından kaynaklanan bakış açılarını bu alana da sokmuşlardır. Oysa bu ayet dışında Kuran’da geçen diğer şahitliklerde kadın, erkek ayrımı yoktur. Eğer böyle bir ayrım olsa, Allah bunu ya her şahitlikle ilgili ayette belirtir ya da “bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliğine eşittir” diye genel bir hüküm koyardı. Böyle bir hükmün olmaması, böyle bir durumun da olmadığını gösterir. Ticaretle tarihin her döneminde daha az alakalı olan kadın, ticaretle alakasının azlığı veya baskıya uğraması sonucu doğru şahitlikten saparsa diğer kadının hatırlatması sonucu, bu zorluğu aşabilir ve mesuliyeti paylaşıp mesuliyetini azaltır. Ayette “Yazana da, şahitlik edene de zarar vermeyin. Yapacak olursanız doğru yoldan sapmış olursunuz.” şeklindeki ifadeyi, şahide ve yazıcıya yapılan baskıyı ve bu bağlamda ayetin mantığını anlamak için gözönünde bulundurmamız gerekmektedir.

Edip Yüksel’in yorumu:

Bu tanıklık uygulaması sadece alışveriştedir. (Alışverişle ilgili olan bu ayet dışında geçen tüm şahitlik ayetlerinde bu durum söz konusu değildir.)  Bu ayetten, kadının zeka, hafıza veya güvenilirlik açısından erkeklerden aşağı olduğu çıkarılamaz (Bakınız; 24:6-9; 3:195). Hadislere dayanan bu yorum diğer ayetlerle çelişir. Bir erkek yerine iki kadının tanıklığı, erkek ve kadının İslam toplumu içinde genelde öğütlenen rollerinin istatistiksel yansımasından ibarettir.

Kadınların erkeklerden daha çok çocuk yetiştirme ve ev işleriyle meşgul olması ister istemez istatistiksel olarak onları finansal işlemler konusunda erkeklerden daha az bir deneyime sahip olmalarına yol açar. Günümüzün ileri kayıt ve belgeleme teknolojisi ve çok detaylı yazılmış kontratlar yazılı belgelere ek olarak sözlü tanıklığa olan gereksinimi alabildiğine azaltmış bulunuyor.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder