32-
Kafirler dediler ki “Kuran ona toptan, bir defada indirilseydi ya.” Biz böyle
yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça
düzenleyip okuduk.
33-
Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel
yorumu (ahsena tefsir) getirmiş olmayalım.
(25-Furkan
Suresi 32,33)
Görüldüğü
gibi kafirler hep Kuran ile uyarılmışlardır, bu yüzden kafirler itirazlarını da
hep Kuran’a karşı yapmışlardır. Yapılması gereken tefsirler/ yorumlar da yine
Kuran’ın içindedir. “En güzel yorum” ifadesinin
Arapçası “ahsena tefsir”dir ve “tefsir” kelimesinin Kuran’da geçtiği tek yer
yukarıda alıntıladığımız ayettir. Böylece Allah, Kuran’ın tefsirinin en güzel
şekilde yine Kuran’la yapılacağının dersini vermektedir. Oysa “Kuran tefsiri”
diye satılan kitaplarda, Kuran’a eş koşulan birçok hadis geçmekte ve bunlar
Kuran’ın ihtiva etmediği anlamları ve hükümleri dine ilave etmekte
kullanılmaktadır. Kuran en güzel yorumu içerirken, ayrıca başka yorum kitapları
(tefsir kitapları), Kuran-üstü bir konumda dinin kaynağı olamaz. Dinimiz
tefsir kitapları olmadan da tastamamdır. Sarf (türlü şekillerde açıklama),
fussilet (detaylandırma) tipi kelimelerin Kuran için kullanılması da; Kuran’ın
hiçbir hadis kitabına, mezhep kitabına, tefsir kitabına ihtiyaç duymaksızın her
detayı içerdiğini göstermektedir. Kuran üzerine düşünceleri ihtiva eden çeşitli
tefsir kitapları elbette olabilir, fakat sorun, “tefsir” adı altında, Kuran’da
yer almayan hükümlerin dine ilave edilmesindedir.
1-
Rahman
2-
Kuran’ı öğretti (55-Rahman Suresi
1,2)
17-
Şüphesiz onu toplamak ve okutmak bize düşer.
18-
O halde Biz onu okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle.
19-
Sonra onu açıklamak da bize düşer. (75-Kıyamet Suresi 17-19)
Allah
Kuran’ın öğretilmesini de, açıklanmasını da üzerine almıştır. Kuran, kendi
kendini açıklar. Birçok konu, Kuran’da birden fazla yerde ele alınmıştır. Kuran’ın
bir ayetinde anlaşılması gerekli konu tamamlanmadıysa, başka bir ayetin ilave
yapmasıyla, o ayeti açıklamasıyla konu anlaşılır. Hadis, tefsir, ilmihal
kitapları olmadan da Kuran yeterli ve eksiksizdir. Bu kitaplardan, bu
kaynakların gereğinden Kuran hiç bahsetmez. Ayetler, Kuran’ın kendisini
açıkladığını ve kendi içinde en güzel yorumu (ahsena tefsir) ihtiva ettiğini
söyler. Kuran’ın, kendini açıklamasına şu şekilde bir örnek verebiliriz: 1-Fatiha
Suresi 4. ayet “Din gününün sahibidir O” şeklindedir. “Din günü”nün ne
olduğunu anlamayan kişiler, Kuran boyunca ilgili ifadenin yer aldığı tüm
ayetleri incelediklerinde bu sorunun cevabını bulacaklardır. Bu terimin 15-Hicr
Suresi 35, 26-Şuara Suresi 82, 37-Saffat Suresi 20, 38-Sad Suresi 78 ve
83-Mutaffifin Suresi 11. ayet ve diğer geçişlerini inceleyenler; bu terimin,
öldükten sonraki yeniden dirileceğimiz günü ifade ettiğini anlarlar. Bu örnekte
olduğu gibi din adına anlamamız gereken tüm bilgi Kuran’ın içindedir. Kuran
kendi kendini açıklar. Kuran’da yer alan bir hususun, hemen anlaşılmaması gibi
bir durumda, Allah’ın anlayışımızı bu konularda da açmasını beklemek ve cevap
bulma aceleciliğiyle, içinde uydurmaların dolu olduğu kaynaklara başvurmamak
gerekir. Unutulmamalıdır ki esas olan, doğru cevabı bulmaktır; yanlış cevabı
benimsemektense cevabı bilmediğini bilmek daha iyidir.
Kaynak: Kuran Araştırma Grubu, Uydurulan Din ve Kurandaki Din, İstanbul Yayınevi, 2011, s.41
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder